Tıymak
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
tıymak
tutmak, engel olmak, çekmek, alıkoymak, firenlemek, zaptetmek, durdurmak, çevirmek, kesmek. Anı küçden tıydık: onu güç bela zaptettik, kanağanın tıyarğa küreşeme: kanamasını durdurmaya çalışıyorum, suvnu allın tıydık: suyun önünü kestik, suyun önünü çevirdik, kesiñi tıy: kendini firenle, kendini tut, artha ~: geri çekmek, birevnü colun ~: birisinin yoluna engel olmak, anı kişi da tıyalmaz: onu hiç kimse tutamaz, aşarık bergenin tıyğandı: yemek vermesini durdurmuş, meni columdan tıyma: beni yolumdan alıkoyma, avuzun ~: ağzını tutmak, kesimi küçden tıydım: kendimi zor tuttum, soluvubuznu tıyıp sakladık: nefesimizi tutarak bekledik, amanlıkdan ~: kötülükten alıkoymak, koylanı beri tıyığız: koyunları bu tarafa çeviriniz.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
tıymak
men etmek· III, 244 bkz> tıdmak, tıtmak
Son arananlar:
- əyilgən,
- hebrew,
- EMEK,
- təfriqə,
- deplorable,
- canişin,
- məsum,
- Şillə,
- kökleýiş,
- deprivation,
- kefgek,
- eňňit,
- esinlenmek,
- yumruklaşmak,
- haromnamak,
- payxan,
- kuryer,
- qayğıkeşlik,
- yashnamoq,
- Dir,
- Mağdur,
- Tıymak