Katık
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
katık
и. 1) икмәк белән ашала торган берәр җиңел ашамлык (зәйтүн, сыр, хәлвә һ. б. ш.); 2) әйрән, катык
Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Ercilasun, 1991)
katık
Türkiye Türkçesi: katık
Azerbaycan Türkçesi: ädviyyathuruş
Başkurt Türkçesi: tämlätkis
Kazak Türkçesi: katık kosındı
Kırgız Türkçesi: tatımal
Özbek Türkçesi: t\uruş
Tatar Türkçesi: tämlätkiç
Türkmen Türkçesi: huruş
Uygur Türkçesi: tetik koşumçä
Rusça: priprava
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
katık-
ııı, katılaşmak, pekişmek, pişmek, sertleşmek; kan içip cürüp, katıkkan folk.: kan içip sağlamlaşmış.
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
katık
ı, ekşimiş süt, yoğurt.
ıı: kol katık: ele yapışan hamurdur, ki bunun oğup düşürdükten sonra toplayıp küçük bir pide şeklinde pişirirler (adet olduğu üzere, gelinlik kıza bu gibi ekmeği vermezlerdi; çünkü verildiği takdirde beceriksiz olacağını zannederlerdi).
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
katık
1. Mısır çöreği; 2. Katık, ek (yemek). ~sız gırcın: katıksız ekmek, ~ı coknu erni kurğak (d): katığı olmayanın dudağı kuru, ~ gırcın tamaknı cırtar (d): katıksız ekmek boğazı yırtar, bk. tım.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
katık
katgı, herhangi bir nesneye katılan; sirke, yoğurt gibi tutmaç yemejine katılan nesne· I, 382