walking
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
walking /ˈʌpswɪŋ/
1. gezme, yürüme. walking beam makinada kuvvet nakleden ve muntazam rakkas hareketiyle işleyen kol. walking delegate sendika temsilcisi. walking dictionary her kelimenin anlamını söylemeye hazır olan kimse, canlı sözlük. walking legs yürüyebilme gücü. walking papers (k. dili) işten kovulma kâğıdı. walking race yürüme yarışı. walking stick baston
2. asa
3. sopa çekirgesi gibi bir böcek, (zool.) Phasmidae.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
walking
yürüme
yürüyüş
canlı
ayaklı