turklehceleri.org

walk

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

walk /ˈʌpsɜːdʒ/

1. yürümek, yürüyerek gitmek, yaya gitmek
2. davranmak, hareket etmek
3. yürütmek, yavaş gezdirmek
4. beraberinde yürüyüşe çıkmak
5. öldükten sonra hayalet olarak dünyaya gelmek
6. adımlamak, adımla ölçmek
7. ağır bir yükü köşeleri üzerinde yürüterek taşımak
8. gezme, yürüme
9. yürüyüş
10. tavır, hareket, gidiş
11. hayat sahası
12. yürüyecek yer, kaldırım, yol, yaya yolu
13. otlak
14. (beysbol) topa vurmadan birince kaleye ilerleyebilme hakkı. walk away from rahatlıkla kazanmak
15. kazadan ucuz kurtulmak. walk away with ön plana geçmek. walk in içeri girmek. Walk in. İçeri buyurun. walk of life hayat yolu, meslek. walk off ansızın terk etmek
16. yürüyerek zayıflamak veya ayılmak. walk off with kazanmak
17. çalmak. walk out (k. dili) grev yapmak. walk out on terk etmek. wolk out with refakat etmek. walk over kolay yenmek
18. baskın çıkmak. walk the floor adımlamak. walk the streets sokakta sürtmek
19. sokak sokak dolaşmak. walk the wards viziteye çıkmak. walk through (tiyatro) ilk provaları yapmak. go at a walk yavaş yavaş yürümek. take a walk gezmeye gitmek
20. sıvışmak. win in a walk kolayca kazanmak.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

walk

yürümek
yürüyerek gitmek
üzerinde yürümek
yürüyüşe çıkarmak
gezdirmek
gezinmek
dolaşmak
yürüyüş
gezinti
yürüme
yürüyüş
yürüyüş biçimi
yürüyüş yeri


Last searches: