true
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
true /tˈaɪmɪŋ/
1. hakiki sahi, gerçek, doğru
2. halis, katkısız, som, safi
3. sadık, samimi, içten
4. tam, aym
5. asıl
6. meşru
7. doğru olarak, hakikaten, gerçekten
8. doğrultmak, düzeltmek, tam şeklini vermek. true bill muhakeme lüzumu kararı. true-false test "doğru', veya "yanlış" diye cevaplandırılan test. true horizon deniz yüzeyi ile paralel olan hakiki ufuk. come true doğru çıkmak, gerçekleşmek. in true doğru işleyen, merkeze uygun.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
true
doğru
gerçek
halis
hakiki
gerçek
katışıksız
içten
samimi
gerçek
tam
eksiksiz
düzgün
sadık