takmak
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
takmak
[Köken: Anlam genişlemesi] Takmak, Tirkemek
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
takmak
ф. 1) төрле мәгъ. тагу; 2) сынаудан (имтиханнан) үтмәү □ takıp takıştırmak артык бизәнү
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
takmak
Türkiye Türkçesi: takmak
Azerbaycan Türkçesi: taⱨmag
Başkurt Türkçesi: tağıv
Kazak Türkçesi: tağuv tirkev
Kırgız Türkçesi: tağū tirkȫ
Özbek Türkçesi: takmàk
Tatar Türkçesi: tağu
Türkmen Türkçesi: dakmak
Uygur Türkçesi: takımak
Rusça: natsepl'at' pritsepl'at' prikrepl'at'
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
takmak
(is.) ağırlık, külfet, refakatçi, arkadaş. Anı ~ı köpdü: onun yükü çok, çıçhan kirirge teşik tapmay edi de birgesine ~ tağa edi: fare girecek delik bulamıyormuş da beraberinde refakatçi getiriyormuş. Nedi bu ~ıñ: nedir bu yanındaki (arkadaşın) ?
bağlamak, asmak, takmak, refakatine almak. Atnı ilkiçge igi tak: atı at bağlanan kazığa iyi bağla, belibavumu takdım: kemerimi bağladım; suratnı kabırğağa tak: resmi duvara as, çoyunnu ocakğa tak: kazanı ocağa as, anı örge tak: onu yukarıya as; görohumu takdım: tabancamı taktım, medalımı takdım: madalyamı taktım; sabiyni birgeñe tağıp kayrı barasa: çocuğu beraberine katıp nereye gidiyorsun.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
takmak
takmak· II, 16, 17