sızmak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
sızmak
ф. 1) сарку, таму, үтеп чыгу; fincan sızıyor, çatlamış olacak чынаяктан (чәй) саркый, чатнаган булса кирәк; 2) таралу (гайбәт, хәбәр һ. б.)
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
sızmak
Türkiye Türkçesi: sızmak
Azerbaycan Türkçesi: sızmag
Başkurt Türkçesi: tamıv harkıv ağıv
Kazak Türkçesi: sızdav dımkıldanuv
Kırgız Türkçesi: sızılıp çığū
Özbek Türkçesi: sizmàk
Tatar Türkçesi: tamu sarku ağu
Türkmen Türkçesi: sızmak
Uygur Türkçesi: sarkip ötmäk täpçirimäk
Rusça: soçit's'a prosaçivat's'a
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
sızmak
çizmek, hat çekmek, çizgi çekmek. Tögerek ~: daire çizmek, tögeregin ~: çevresini çizmek, haritasın ~: haritasın çizmek, zıbır buştuk bıla cuvama dedim da kümüş tabaknı sızdım: pütürlü bözle yıkayacağım dedim de gümüş tabağı çizdim, sabiyle eşik kañanı sızğandıla: çocuklar kapa tahtasını çizmişler.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
sızmak
sızmak, erimek; (güneş) belirmek, ucu görünmek; arıklamak, zayıflamak· II, 9, 10; III, 182