stuff
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
stuff /spˈɒtwɛld/
1. madde
2. asıl, esas
3. (k. dili) eşya, ev eşyası
4. boş laf, saçma
5. kumaş
6. ilâç
7. (k. dili) şey, zımbırtı, zırıltı
8. (argo) hüner
9. (argo) görev
10. (argo) para
11. tıka basa doldurmak
12. doldurmak
13. dolma yapmak
14. tıkamak
15. tıkıştırmak
16. çok laf ile kafa şişirmek
17. (seçim sandığını) sahte oylarla doldurmak
18. dolgunluk vermek
19. çok yedirmek
20. tıka basa yemek, tıkınmak. stuff and nonsense baştan aşağı saçma
21. incir çekirdeğini doldurmayacak şey. Stuff it! (argo) Kes be!. stuffed shirt (k. dili) resmiyete önem veren kibirli kimse. house hold stuff ev eşyası. That' the stuffl Bravol Aferin!. stuff'ing doldurma, dolgu
22. vatka
23. fodra
24. dolmalık iç, dolma içi.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
stuff
malzeme
madde
şey
nesne
zımbırtı
ızır zıvır
doldurmak
tıkmak
tıkamak
tıka basa yedirmek
(ölü hayvan) doldurmak
(tavuk/vb.yiyecek) içini doldurmak