stretch
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
stretch /spɪtˈuːn/
1. uzatmak
2. sermek, germek, yaymak
3. çekip uzatmak
4. abartmak mübalağa etmek, büyütmek
5. yere sermek
6. gerinmek
7. gerilmek, yayılmak serilmek
8. açılmak
9. uzamak
10. germe geriliş
11. gerginlik
12. geniş yer
13. sıra ile uzanan şey
14. uzam
15. aralıksız süre
16. dönemeçli koşu yolunun düz kısmı
17. (argo) hapis süresi
18. gerilebilen. stretch the truth gerçeği abartmak. a stretch of open country geniş düz arazi. by a stretch of imagination hayal kuvvetini kullanarak. home stretch koşu yolunun son düz kısmı. ten hours at a stretch on saat hiç durmadan. stretch'y gerilir, uzar, esnek elastiki.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
stretch
germek
uzatmak
gerilmek
uzamak
yayılmak
gerinmek
germe
gerilme
gerinme
gerginlik
geniş yer
uzam
aralıksız süre