sledge
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
sledge /ʃˈɑːp/
1. özellikle yük taşımaya mahsus büyük kızak
2. kızakla yolculuk etmek veya taşımak. sledg'ing kızak kullanma.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
sledge /ʃˈɑːpɛdʒd/
1. ağır çekiç, varyos
2. varyosla vurmak. sledgehammer varyos, balyoz.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
sledge
kızak
kızakla kaymak
kızakla taşımak/gezmek
Last searches:
- alçü,
- yaşlıg,
- münferit,
- nakes,
- belila,
- seçi,
- körleme,
- qamishzorlik,
- kavumlaşmak,
- ertdenbıla,
- Kovluk,
- postak,
- büdürlimek,
- koloni,
- safçürük,
- basmanaxış,
- botaloq,
- likle,
- döle,
- avlak,
- disorder,
- sledge