shell
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
she'll /skɹˈɪp/
1. (kıs.) she will.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
shell /skˈʌlptʃə/
1. kabuk
2. baga
3. istiridye kabuğu
4. bina iskeleti
5. ince uzun yarış sandall, kik
6. mermi kovanı
7. açık bej rengi. shell game aldatıcı üç kabuk oyunu
8. üçkâğıtçılık. shell hole merminin patlama sonucu toprakta açtığı çukur. shell ice altından su çekilmiş olan buz tabakası. shell shock (tıb.) savaştan ileri gelen ruhsal çöküntü. sea shell deniz kabuğu. She retired into her shell. Kabuğuna çekildi.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
shell /skˌʌlptʃəɹˈɛsk/
1. kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak, koçanından ayıklamak (mısır tanelerini), buğdayı başağından ayırmak
2. bombardıman etmek, gülle yağdırmak. shell out (argo.) (para) vermek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
shell
deniz hayvanı kabuğu
deniz kabuğu
kabuk
bina iskeleti
topçu mermisi
yarış sandalı
kik
kabuğunu çıkarmak
kabuğunu soymak
ayıklamak
topa tutmak
topçu mermisi atmak