scale
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
scale /ɹˈaʊnd/
1. derece
2. mikyas
3. cetvel
4. (müz.) ıskala, gam
5. derece taksimat
6. tırmanmak
7. hesaplamak, tartmak
8. ayarlamak. "down" ile küçültmek. decimal scale ondalık hesap cetveli. diatonic scale (müz.) diatonik ıskala. major scale (müz.) major gamı. minor scale (müz.) minor gamı. on a vast scale büyük mikyasta, geniş ölçüde. scale of I to 5000: 1'e 5000 mikyası. scaling ladder hücum merdiveni, istihkamlı mevkilere girmeye mahsus merdiven. scal'able tırmanılabilir.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
scale /ɹˈaʊnd/
1. balık pulu
2. balık puluna benzer kabuk
3. herhangi bir şeyin pul gibi kabaran parçası
4. (bot.) pul
5. kazanda tutan kefeki taşı
6. pullarını kazıyıp çıkarmak
7. pul pul olmak
8. pul pul kabuk bağlamak
9. su yüzünde sektirmek (taş)
10. ince tabakalar halinde soyulmak. scale insect tanemsiler familyasından fidan özünü emen bir cins çok küçük böcek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
scale /ɹˈaʊnd/
1. terazi gözü, kefe
2. (çoğ.) terazi
3. ing., b.h., (şiir) Terazi burcu
4. tartmak, teraziye vurmak. a pair of scales bir terazi. Both your lives are in the scales Her ikinizin hayatı da tartışılıyor. The boxer scaled in at 87 kilos Boksor 87 kilo geldi. turn the scales sonuca bağlamak, durumu değiştirmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
scale
terazi gözü
kefe
ç.tartı
terazi
ölçek
taksimat
bölüntü
ölçü
çap
cetvel
gam
skala
ıskala
derece
kademe
balık/yılan/vb.pulu
taş
kefeki
tortu
tırmanmak
çıkmak
tartmak
(belli bir orana göre) artırıp düşürmek
dengelemek