salın
Kyrgyz—Turkish Dictionary
salın-
1. konulmak, vazedilmek; kol salıñan: hucuma çarpan; kol salıñan poyuz: hucuma maruz olan tiren; tıyuu salın-: menedıilmek; tıyuu salınbasa: menedilmazse; 2. koymak, kendi üzerine, altına komak; cooluk salın baş örtüyle örtünmek, baş örtüsü taşımak; köz aynek salın-: gözlük takmak; çapanın salındı: çapanın altına serdi; kim salındı çeniñdi, kim bildi senin epolitlerini, kim idare etti senin elini?