turklehceleri.org

rank

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

rank /pˈɜːtʃɪs/

1. uzun veya sık büyümü, (bitki)
2. ağır kokulu, keskin
3. (fena anlamda) daniska, tam
4. bitek
5. (huk.) haksız.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

rank /pˈɜːtʃɪs/

1. sıra, dizi, saf
2. asker safı
3. (çoğ.) ordu, neferler, erler
4. rütbe, derece, sınıf, paye, mertebe, aşama
5. yüksek rütbe
6. dama haneleri sırası. pull rank ABD, (argo) mevkiini istismar etmek. take rankwith aynı seviyede olmak. rank and file fertler
7. herhangi bir teşkilâtın yönetilen üyeleri.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

rank /pˈɜːdə/

1. sıraya dizmek, tertip etmek, tasnif etmek
2. daha yüksek rütbede olmak
3. rütbesi olmak, rütbeye göre gelmek
4. tasnif olunmak
5. dahil olmak, sayılmak. rank above daha yüksek rütbede olmak. rank next to rütbe veya mevkice ikinci gelmek. rank'ing kıdemli.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

rank

(bitki) sık ve yaygın
gür
bol
(koku ya da tat) kötü
ekşi
acı
keskin
sınıf
derece
paye
sıra
dizi
sınıf
tabaka
yüksek konum
yüksek mevki
yüksek rütbe
rütbe
saf
sıraya koymak
sıralamak
dizmek
düzene koymak
saymak
addetmek
sayılmak
gelmek
yer almak
belli bir yeri ya da rütbesi olmak
en yüksek derece ya da rütbede olmak
rütbe vermek


Last searches: