prize
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
prize /pˈɒpjʊlˌeɪt/
1. ödül
2. çok istenilen şey
3. çok değer vermek
4. paha biçmek, kıymet takdir etmek
5. ödül olarak verilen
6. ödül kazanan
7. mükemmel. prize fight mükâfatlı boks.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
prize /pˌɒpjʊlˈeɪʃən/
1. ganimet almak
2. zaptetmek
3. manivela ile kaldırmak veya açmak
4. ganimet (gemi) prize court savaş ganimetleri mahkemesi.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
prize
ödül
ikramiye
ödül kazanan
ödüllü
ödüle layık
büyük
kalite
ödül olarak verilen
çok değer vermek
(kapak/vb.) kaldırmak
zorlayıp açmak
kırmak
Last searches:
- truck,
- tango,
- akıret,
- motosiklet,
- şuv,
- qabaqlama,
- loyalty,
- Ördek,
- sadir,
- iztirob,
- tabansız,
- perçinlemek,
- tuxumlamoq,
- bitiriş,
- bənövşə,
- sistem,
- hərəkat,
- çıldırmak,
- articulate,
- yapışqanlı,
- tabın,
- prize