over
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
over /əfˈɛns/
1. (edat), üzerinde, üstünde
2. üzerine, üstüne
3. yukarısına
4. yukarısında
5. bütün (zaman)
6. karşıdan karşıya, karşıya kasma, öbür tarafına
7. boyunca
8. yukarıda
9. karşı tarafa, karşı tarafta
10. fazla, artık
11. tama- men, baştan başa
12. tekrar, yine
13. bitmiş, son bulmuş
14. öbür taraftaki
15. üstteki, yukarıki
16. üstün
17. aşırı
18. artan şey, ek. over again bir daha. over against karşısına, karşısında. over and above -(den.) fazla, -dan başka. over and over tekrar tekrar, üst üste, birbiri arkasından. over the barrel (A.B.D.), (k. dili) çaresiz durumda. over there orada, ta ötede. be over with bitmiş veya bitirmiş olmak. fall over düşmek, devrilmek. It' all over. Her şey bitti. make over üstüne devretmek. pay over money. para ödemek. play over tekrar çalmak veya oynamak. roll a stone over bir taşı yuvarlayıp tersine çevirmek. The water is running over. Su taşıyor. Run over to the neighbors. Bir koşu komşulara git. run over a man birini çiğnemek, adam ezmek (otomobil) talk over müzakere etmek. talk over the phone te- lefonla konuşmak. There are three left over. Üç tane kaldı. tip a boat over sandalı alabora etmek. turn over çevirmek, altüst etmek, devirmek
19. teslim etmek, havale etmek. win over taraftarlığını kazanmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
over /ˈɪŋ/
1. (önek) üstün, üstünde
2. asağıya doğru
3. fazla, bütün bütün.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
over
yere
aşağıya
ters
karşıya
öbür tarafa
-in üzerine
üstüne
üstünde
(alttaki şeye değmeksizin) -in üzerinde
üzerine
aracılığıyla
-den
-dan
bitmiş
sona ermiş
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
over-
(önek) aşırı
üstün
üstünde
fazla