turklehceleri.org

nose

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

nose /nˈeɪsənt/

1. burun
2. koklama hissi
3. burun gibi çıkıntılı yer veya şey
4. uçağın ön (kıs.)mı
5. (den.) pruva
6. kokusunu almak
7. koklamak
8. burun ile dokunmak veya burnu sürmek
9. başkasının işine burnunu sokmak
10. ağır ağır ilerlemek
11. koklayarak aramak. nose cone uzay roketinin huni şeklindeki ön (kıs.)mı. nose dive uçağın baş aşağı düşmesi
12. baIıklama dalış
13. ani düşüş.nose out özellikle koklayarak arayıp bulmak
14. meydana çıkarmak
15. yarışta pek az farkla birinci gelmek. nose over burun üstü düşmek. as plain as the nose on your face besbelli, apaçık, aşikar. bite one' nose off birine ters cevap vermek. count noses bir yerde hazır bulunanları saymak. follow one' nose dosdoğru gitmek
16. düşünmeden hareket etmek. I paid through the nose for it Pek pahalıya mal oldu. keep one' nose to the grindstone durmadan ve sıkı çalışmak. Iead by the nose burnundan çekip sevketmek, körükörüne takip ettirmek. Iook down one' nose at hor görmek. poke one' nose in (vazifesi olmayan işe) burnunu sokmak. put one' nose out of joint ayağını kaydırmak
17. pabucunu dama atmak. turn up one' nose at hor görmek, beğenmemek
18. reddetmek. under one' nose burnunun dibinde.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

nose

burun
koku alma gücü
bir şeyin ön/uç kısmı
burun
koklamak
kokusunu almak
burnunu sürmek
burnu ile dürtmek
itmek
yavaşça ya da dikkatle ilerlemek
gitmek


Last searches: