turklehceleri.org

light

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

light /lˈanəlˌiːn/

1. ışık, aydınlık, ziya, nur
2. ışık veren şey
3. idrak veya akıl nuru
4. dünyaya ışık saçan kimse
5. pencere veya tepe camı gibi ışık veren şey
6. anlama
7. (güz. san.) bir resmin aydınlık kısmı
8. kibrit gibi yanınca ışık veren şey
9. gün ışığı, gündüz. light buoy (den.) fener dubası, fener şamandırası. light dues fener resmi. light meter ışıkölçer, fotometre. bring to light meydana çıkarmak. in a good light uygun olan şartlar altında (bir şeyi görmek ), iyimser olarak. in the light of the facts olayların gelişmesine göre. northern lights kışın kutup bölge- lerinde türlü renkte görülen ışıklar. see the light nihayet anlamak. see the light of day doğmak, dünyaya gelmek
10. gerçekleşmek, meydana gelmek. shed veya throw light on aydınlatmak, açıklamak. strike a light kibrit çakmak. zodiacal light batıda güneş battıktan sonra ve doğuda gü- neş doğmadan görülen üçgen şeklinde ışık.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

light /lˈanə/

1. (-ed veya -lit) konmak
2. üzerine düşmek
3. inmek (at veya arabadan) light into azarlamak. light on rastgelmek, rastlamak. light out aceleyle yola çıkmak, yola düzülmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

light /lˈanəɹət/

1. hafif
2. eksik
3. ehemmiyetsiz, önemsiz
4. ince
5. yüksüz, yükü hafif
6. az, ufak
7. hazmı kolay
8. iyi mayalanmış
9. gailesiz, endişesiz
10. çevik, ayağına tez
11. hafifmeşrep
12. kararsız
13. başı dönmüş, sersemlemiş
14. hafifçe, kolayca. light coin ayarı eksik sikke. light comedian hafif komedi oynayan artist. light horseman (ask.) hafif süvari. light infantry hafif piyade. light in the head başı dönmüş
15. budala, ahmak
16. deli. light literature eğlendirici, kolay okunur hafif kitaplar. light meal hafif yemek, kolay hazmedilir yemek. light opera opera komik, operet. light sleeper uykusu hafif kimse. make light of önem vermemek. lightness hafiflik.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

light /lˈansdaʊn/

1. (-ed veya -lit) yakmak tutuşturmak
2. aydınlatmak, ışık vermek
3. neşelendirmek, canlandırmak, parlatmak
4. yanmak, tutuşmak, alev almak
5. parıldamak, ışık salmak. light up (argo.) sigara veya pipo yakmak.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

light

ışık
aydınlık
güneş ışığı
gün ışığı
lamba
ışık
(kibrit/çakmak/vb.) ateş
parlaklık
pırıltı
sevinç ya da heyecan pırıltısı
ışık
anlaşılma
ortaya çıkma
gün ışığına kavuşma
bakış açısı
aydınlık
ışıklı
parlak
(renk) açık
yakmak/yanmak
aydınlatmak
ışık vermek
parlamak/parlatmak
ışıldamak
aydınlanmak
hafif
hafif
yumuşak
(uyku) hafif
be.hafifçe
yüksüz olarak
fazla yük almayarak


Last searches: