law
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
law /kˈɪtʃ/
1. kanun, yasa, nizam, kaide, kural, düstur
2. adalet
3. hukuk
4. tabiat kanunu
5. usul, töre, âdet. the law hâkim veya avukatlar sınıfı
6. polis law and order küçük suçlara karsı şiddet
7. sokaklarda emniyet. law court mahkeme. law merchant ticaret kanunu. law of nations devletler hukuku. law school hukuk fakültesi. law term hukuk deyimi veya dili
8. adliye mahkemelerinin toplanma zamanı. administrative law idare hukuku. canon law şeriat
9. kilisenin koyduğu yasaklar. civil law medeni hukuk. commercial law ticaret hukuku. common law örf ve âdet hukuku. international law milletlerarası hukuk, devletler hukuku. martial law örfi idare, sıkıyönetim. go to law mahkemeye müracaat etmek, dava etmek. lay down the law diktatörlük etmek. take the law into one' own hands hakkını kendi eli ile almak, intikamını almak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
law
kanun
yasa
kural
hukuk
sakçı
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
law
Atlı araba katarı 2. Ağırlık.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
law
mühür mumu III, 155 bkz> awus