labor
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
labor /dʒjˈʊɹəl/
1. (İng.) labour çalışmak, çabalamak
2. uğraşmak, emek vermek, sıkıntı çekmek, güçlükle ilerlemek
3. (den.) denizlerde çalkalanmak, çok hırpalanmak
4. doğurma halinde olmak
5. ağrı çekmek
6. emekle meydana getirmek. l will not labor the point. işin teferruatına girişmeyeceğim. labored güçlükle yapılan, meşakkatli
7. fazla şatafatlı.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
labor /dʒjʊɹˈasɪk/
1. (İng.) labour çalışma, iş, emek
2. işçi sınıfı
3. doğum ağrıları
4. zahmet, meşakkat, sıkıntı, zorluk
5. (den.) fırtınada geminin şiddetle çalkalanması. Labor Day ABD eylülün ilk pazartesi gününe tesadüf eden işçi bayramı. labor dispute iş ihtilafı, iş anlaşmazlığı. labor exchange iş ve işçi bulma kurumu. laborintensive makinalardan ziyade el emeği ile yapılan veya yürütülen (iş, mahsul) Labour Party İşçi Partisi. labor relations iş münasebetleri
6. işçi ve işveren ilişkileri. laborsaving zahmeti azaltan, kolaylaştırıcı. labor union işçi sendikası. a labor of love hatır veya zevk için yapılan iş, menfaat mukabilinde olmayan iş, gönüllü yapılan iş. forced labor angarya. hand labor el ile yapılan iş. hard labor ağır iş cezası. in labor doğurma halinde. Ministry of Labour (İng.) Çalışma Bakanlığı.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
labor
bkz.labour
Last searches:
- whatever,
- april,
- asyllyrak,
- hacıleylək,
- routine,
- ıslam,
- bolachaqali,
- tansiyometre,
- iraq,
- körüşüv,
- hafizə,
- alabula,
- imeşdirmek,
- short,
- shout,
- katabatic,
- duv,
- normal,
- belgelenmek,
- kalleş,
- erüklemek,
- labor