kızarmak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kızarmak
ф. төрле мәгъ. кызару
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
kızarmak
1. Kırmızılaşmak
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kızarmak
Türkiye Türkçesi: kızarmak
Azerbaycan Türkçesi: gızarmag
Başkurt Türkçesi: kıⱬarıv
Kazak Türkçesi: kızaruv
Kırgız Türkçesi: kızarū
Özbek Türkçesi: kızärmàk
Tatar Türkçesi: kızaru
Türkmen Türkçesi: gızarmak yüzi gızmak
Uygur Türkçesi: kızarmak
Rusça: krasnet'
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kızarmak
kızarmak, kızıllaşmak; ısınmak, kızgın hale gelmek, kor haline gelmek. Almala kızarğandıla: elmalar kızarmışlar, anı közleri kızarıp turadı: onun gözleri kızarmış, suvukdan beti kızarğandı: soğuktan yüzü kızarmış, col canında itburunla kızaradıla: yolun çevresinde kuşburunlar kızarmışlar, kızara bişe turluk: kızara pişe durasıca (beddua), kün bathan canı kızaradı: güneşin battığı taraf kızıllaşmış, bir karasañ kızara bir karasan ağara turadı: bir bakarsan kızarmış bir bakarsan da ağarmış halde duruyor; ocakda otunla kızarğandıla: ocakta odunlar kor haline gelmişler.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kızarmak
kızarmak· II, 77, 163 bkz> kızıl ermek