kırılmak
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
kırılmak
[Köken: Anlam kayması] (parçalanmak) Sınmak
[Köken: Anlam genişlemesi] (gücenmek) Darınmak, İncimek, İncinmek, Öfkelemek
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kırılmak
ф. 1) җимерелү, кырылу ватылу; 2) кырылу, үлү; açlıktan kırılmak ачлыктан кырылу; 3) кәеф китү (бозылу); 4) кимү, туктау; rüzgar kırıldı җил туктады; fiyat kırıldı бәяләр төште
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kırılmak
Türkiye Türkçesi: kırılmak
Azerbaycan Türkçesi: incimäk
Başkurt Türkçesi: küŋil kırılıv töşöv
Kazak Türkçesi: reŋiüv aşuvlanuv
Kırgız Türkçesi: açūlanū
Özbek Türkçesi: ⱨafä bolmàk räncimàk
Tatar Türkçesi: küŋil kırılu töşü
Türkmen Türkçesi: öykelemek ıncamak
Uygur Türkçesi: räncimäk ⱨapa bolmak
Rusça: serdit's'a obijat's'a
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kırılmak
kırılmak, yok olmak, mahvolmak, telefolmak, kayıp vermek, imha olunmak, (topluca) ölmek; kazınmak; itibarda bulunmak, candan karşılamak, ağırlamak. Ala suvukdan kırıla başlağandıla: onlar soğuktan kırılmak üzereler, caşlarıbız Orus-German Uruşda köp kırılğandıla: gençlerimiz Rus-Alman Savaşında çok kayıp verdiler. Karaçaylıla Sürgünnü al cıllarında kırılıp tavusulurğa cetgen edile: Karaçaylılar Sürgün'ün ilk yıllarında kırılıp yok olmaya yüz tutmuşlardı; kazannı karası kırılıp arivlanırğa kerekdi: kazanın isi kazınarak temizlenmesi lazım, kırılğan bıhıla: (kabukları) kazınmış havuçlar; konaklağa kemsiz kırıldık: misafirlere ölçüsüz derecede itibar ettik.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kırılmak
kabuğu soyulmak; malı alınmak, yoksullaşmak; kar kürünmek II, 134