kağıl
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kağıl
1. çarpmak, çatışmak; çakılmak; kakılmak; eşik kağıldı: kapıya vuruldu; 2. kağılayın (= = aylanayın) : canım, sevgilim; görüp doyamadığım; 3. hayatta çok şeylere katlanmak; pişmek; kağılbağan: hayatta hiç bir şey görmemiş geçirmemiş, toy; caş, kağıla elek kız: genç ve toy kız; kağılğan bala: pişkin çocuk; görmüş geçirmiş delikanlı; feleğin çemberinden geçmiş.