kaz
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kaz
и. 1) каз; kaz tüyü каз каурые; 2) күч. юләр ◊ kaz beyinli каз миле (юләр)
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kaz
Türkiye Türkçesi: kaz
Azerbaycan Türkçesi: gaz
Başkurt Türkçesi: kaⱬ
Kazak Türkçesi: kaz
Kırgız Türkçesi: kaz
Özbek Türkçesi: ğàz
Tatar Türkçesi: kaz
Türkmen Türkçesi: gãz
Uygur Türkçesi: ğaz
Rusça: gus'
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kaz-
III, kazmak.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kaz
I, kaz (kuş); mañka kaz: dağ kazı; kara kaz: karabatak Phalacro-corax; kaz tamak bk. tamak.
II: kaz kaz: tıpış-tıpış(yürümeye alıştırırkençocuğa öyle söylerler) ; kaz kaz bol-: yürümeye başlamak (çocuk hakkında); kaz kurturğuz- : (yürümeye başlayan çocuğu) ayağa bastırmak.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kaz
kaz. ~ kelse caz kelir (d): kaz gelirse yaz gelir, ~nı suv cibitmez (d.): kazı su ıslatmaz, ~ gakkı: kaz yumurtası, ~ ~ basdırmak (d): kaz gibi yürütmek, tek tek bastırmak, men seni ~ ~ basdırırma: ben seni tek tek bastırırım.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kaz
kaz·I,100,104, 254, 256, 487;II,177,181, 359;III, 128, 130. 149, 332, 358, 384
her ağacın kabugu· III, 151 bkz> kas, kasuk