kayın
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
kayın
[Köken: Yerel] (birader) (Yaşça büyük): Kayın ağa, (Yaşça küçük): Kayın ini
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kayın
I и. бүк агачы
kayınII и. каенага, биага
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kayın
Türkiye Türkçesi: kayın
Azerbaycan Türkçesi: gayın ağacı
Başkurt Türkçesi: buk ağası
Kazak Türkçesi: bukşamşat
Kırgız Türkçesi: buk kara kayıŋ
Özbek Türkçesi: kàra kayin şämşàd
Tatar Türkçesi: bük ağaçı
Türkmen Türkçesi: gayıŋ
Uygur Türkçesi: bük
Rusça: buk lesnóy
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kayın
Türkiye Türkçesi: kayın
Azerbaycan Türkçesi: gayın
Başkurt Türkçesi: käyniş kaynağa
Kazak Türkçesi: kayın
Kırgız Türkçesi: kayın ağa kayın ini
Özbek Türkçesi: kaynäğa kaynini
Tatar Türkçesi: kayini(ş) kaynağa
Türkmen Türkçesi: gãyınãğa
Uygur Türkçesi: ḳeyin (ağaini)
Rusça: dever' şurin
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kayın
koca yahut karı tarafından akraba (adet olduğu üzere, bu kelime karabetin derecesini ifade eden başka bir kelime ile birlikte kullanılmaktadır); kayın ata: kayın peder, kaynata, kayın ene: kaynana; kayın ağa: kayın birader; kayın ini (yahut kayın): 1) kayın birader (eğer güveyden daha küçük ise; 2) kocasının yahut arının herhangi bir küçük akrabası.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kayın
1. (bot.) kayın (ağacı), . ~ terek: huş ağacı, ak ~: ak kayın, kara ~: kara kayın, ~ çeget: huş ormanı; 2. Kayın (kaim). ~ ata: kaynata, ~ ana: kaynana, ~ kız: baldız, görümce, ~ canı: kayın tarafı, kayın: kayın birader, tört ~ım bardı: dört kayın biraderim var.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kayın
kardeş, hısım ve akraba· I, 32 bkz> kadın, kazın