kayğırmak
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kayğırmak
önemsemek, ihtimam göstermek, gözetmek, kaygılanmak, kaygı duymak, endişelenmek, meraklanmak, telaşlanmak, kederlenmek, üzülmek, hüzünlenmek. Bizge kayğırma: bizi önemseme, bizim için tasalanma, sabiyge kayğırıp turama: çocuğa endişelenip duruyorum, kayğırma: endişelenme, anı nesina kayğırasa: onun nesine kaygılanıyorsun, caş tölüge kayğırırğa kerekdi: genç kuşağa önem vermek gerekir, honşubuznu avruğanına biz da kayğırdık: komşumuzun hastalanmasına biz de üzüldük, carlığı öksüzge kayğırırğa kerekdi: yoksulu yetimi gözetmek gerekir.
Last searches:
- par,
- kakıl,
- moljallamoq,
- arslanlayu,
- karool,
- Sıylamak,
- Kızıkmak,
- ýuwdum,
- toyum,
- babay,
- prikazchik,
- vindicate,
- yoginsochin,
- keriş,
- izlek,
- manufacture,
- bahane,
- korkuluk,
- cumşa,
- güzergâh,
- duzsuz,
- kayğırmak