Sıylamak
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
sıylamak
1. Ağırlamak
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
sıylamak
1. Ululamak, yüceltmek. Allahnı sıylap tilek tileyme: Allah’ı ululayarak dua ediyorum, muslimanla Payğambarnı sıylap söleşirge öçdüle: müslimanlar Peygamber’i yücelterek konuşmaya alışıktırlar, 2. Saymak, İtibar etmek, saygı göstermek, değer vermek. Atanı-ananı sıylamağan adamnı ne adamlığı bardı: babasını anasını saymayan adamın ne insanlığı vardır? Kartlanı sıylarğa kerekdi: yaşlıları saymak gerekir, başhalanı sıylamağannı kişi da sıylamaydı: başkalarına itibar göstermeyene kimse itibar göstermez,. 3. Ziyafet vermek, ağırlamak, ikramda bulunmak, izaz-ikramda bulunmak. Soslanları bügün el sıylarıkdıla: Soslanlar bugün tüm cemaati ağırlayacaklar, konak sıylarğa bek süyeme: misafir ağırlamasını çok seviyorum, bizni mal kesip sıyladıla: bizi hayvan kesip ağırladılar, men sizni bir sıylayım: ben size bir ziyafet çekeyim, ol kuruda sıylaydı, sen a? O her zaman ziyafet veriyor, ya sen?