karı
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
karı
[Köken: Anlam kayması] Bike, Yubay, Hanım
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
karı
и. 1) хатын-кыз; 2) ир хатыны □ karı koca ирле-хатынлы
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
karı
Türkiye Türkçesi: karı
Azerbaycan Türkçesi: arvad häyat yoldaşı
Başkurt Türkçesi: bisä katın iş
Kazak Türkçesi: katın äyel
Kırgız Türkçesi: cubay ayal
Özbek Türkçesi: ⱨàtin räfika
Tatar Türkçesi: ⱨatın iş (ir ⱨatını)
Türkmen Türkçesi: ayãl
Uygur Türkçesi: räpiḳä ⱨotun
Rusça: jena supruga
Kyrgyz—Turkish Dictionary
karı
ı, 1. kolun dirsekten omuza kadar olan kısmı; karı cilik: omuz, kemiği; karısı kazık, başı tokmak bulup atat: rahat yüzü görmeden, geceli gündüzlü çırpınıyor. (harf.: kolu kazık, başı tokmaktır): 2. bir metre kadar uzunluk ölçüsü (göğüsün ortasından, uzatılmış kolun parmak uçlarına kadar).
ıı, ihtiyar kocamış adam; curt karısı es.: aksakal (el başı).
ııı, f. bina krişi: putrel.
v, kocamak; kolum karıp kalıptır: elim kırıştı (mes, çamaşır yıkamaktan) ; çay karıp kaldı: çay bayatladı; alğanıñ menen karı: ödünç verilecek şeyler arasında saldığın ile birlikte kocayınız; (yeni evlenen kız için iyi dilek).
Kyrgyz—Turkish Dictionary
karı-
vı= kaarı-.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
karı
eskibir uzunluk ölçüsü (dirsekten parmak uçlarına kadar olan mesafe birim alınarak yapılır).
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
karı
yaşlı, ihtiyar; yaşlı olan herhangl bir şey· I, 425; II, 30; III, 128, 222, 223, 421
karış, ölçü, bez ölçülen arşin· I, 117; III, 223 bkz> karış