turklehceleri.org

grease

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

grease /ɡlˈuːtɪnəs/

1. yağ sürmek, yağlamak. grease one's palm (argo) rüşvet vermek. grease the wheels para ile işini yürütmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

grease /ɡlˈʌtən/

1. yağ içyağı, et yağı, kuyruk yağı
2. koyu makina yağı
3. yıkanmamış yapağı
4. (bayt.) atın topuğuna arız olan bir iltihap. grease box (mak.) yağ kutusu. grease monkey (A.B.D.), (argo) araba tamirhanesinde işçi, kalfa. grease paint (tiyatro) makyajda kullanılan yağlı boya .

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

grease

(hayvansal) yağ
gres
katıyağ
biryantin
yağlamak


Last searches: