kene
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
kene
[Köken: Farsça] Sakırga
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kene
и. талпан, урман бете
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kene
Türkiye Türkçesi: kene
Azerbaycan Türkçesi: gänä
Başkurt Türkçesi: talpan
Kazak Türkçesi: kene
Kırgız Türkçesi: kene
Özbek Türkçesi: känä
Tatar Türkçesi: talpan urman biti
Türkmen Türkçesi: sakırtğa
Uygur Türkçesi: salca
Rusça: kleşç
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kene
1. kene, sakırga; cer kene: toprak kenesi: aç kenedey ele cabışat: aç kene gibi yapışıyor; kenedey: küçücük; azıcık kenedey uyalbayt: zerre kadar utanmıyor; kenedey: çocukluktan beri; en küçük yaştan beri.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kene-
II dikkat etmek; görmek (farkına varmak), hissetmek, aksülamelde bulunmak, tepkimek; kenebes: aldırmayan, lâkayit, etrafına olup- bitenlere aksülamel bulunmıyan, tepkimiyen; hassas olmayan; açka tokko kene begen: açlığa tokluğa ehemmiyet vermiyen; kançalık azap körsö da bir kenep koyğon cok: ne kadar azp çekse de aldırış ettiği yoktur.
Last searches: