field
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
field /feɪtˈalɪti/
1. çayır, kır, otlak, mera
2. tarla
3. saha, meydan, alan
4. savaş meydanı
5. oyun sahası
6. bir yarışmaya katılanlar
7. fırsat
8. (han) zemin
9. (fiz.) saha, tesir sahası, etki alanı
10. top oyunlarında meydancı olmak
11. topu yakalayıp atmak. field artillery (ask.) sahra topçusu. field corn hayvan yemi olarak yetiştirilen mısır. field day spor bayramı. field events bir atletizm karsılaşmasında yüksek atlama, cirit atma gibi yarışmalar. field glasses çifte dürbün. field hospital sahra hastanesi. field knautia, field scabious misk çiçeği, (bot.) Knautia arvensis. field magnet (mak.) motorda sabit bobin. field marshal mareşal, müşir. field mouse tarla faresi. field officer (ask.) binbaşı, yarbay veya albay
12. alay komutanı. fieldpiece sahra topu field sports atletizm
13. av gibi açık hava sporları. fieldstone (inşaatlarda kullanılan) yontulmamış taşlar. field trip (öğretimde) gezi, tatbikat. fieldwork (ask.) hafif istihkâm. field work bir bilginin yaptığı araştırma ve çalışma. a fair field bir yarışmada eşit şartlar. hold the field yerini muhafaza etmek. play the field (A.B.D) bir kişiye bağlanmayıp değişik kimselerle flört etmek. take the field sefere çıkmak. wide field of vision geniş görüş alanı. fielder (beysbol.) dış meydan oyuncusu. to field questions gazetecilerin sorularına cevap vermek
14. cevaplandırmak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
field
tarla
alan
saha
açık arazi
kır
kırlık
otlak
çayır
mera
çalışma
iş
etkinlik alanı
(at yarışı) yarışmaya katılanlar