fancy
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
fancy /ɛkspˈɒstjʊlˌeɪt/
1. hayal, düş, imge
2. merak, kuruntu
3. kapris
4. meyil, sevgi
5. zevk
6. zihinde yaratılan bir kavram, mefhum
7. fantazi, süslü
8. hayale dayanan, keyfi
9. yüksek kaliteli (meyve)
10. ifrat derecesinde. fancy dress fantazi elbise, karnaval kıyafeti. fancy dress ball maskeli balo, kıyafet balosu. fancyfree aşığı olmayan. fancy woman fahişe. fancy work el işi, işleme. catch the fancy of hoşuna gitmek, beğenilmek. take a fancy to beğenmek, sevmek, meyletmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
fancy /ɛkspˈəʊʒə/
1. hayal etmek, tasavvur etmek, kurmak
2. beğenmek, sevmek
3. zannetmek, tahmin etmek, neslini ıslah etmek için hayvan yetiştirmek. Fancy ! Fancy that ! Takdir sizindir! Acaba! Yok canım!
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
fancy
imgelemek
aklında canlandırmak
düşünmek
istemek
arzu etmek
sanmak
hayal gücü
imgelem
hayal
kuruntu
istek
arzu
süslü
parlak renkli
sıradan olmayan