even
Explanatory Azerbaijani Dictionary (Orucovun, 2006)
even
is. Sibirin şimal-şərq rayonlarında yaşayan və evenklərə yaxın olan xalq və bu xalqa mənsub adam.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
even /ɪkwˈɪpɹəbəbəl/
1. düzleştirmek, düzletmek, tesviyeetmek
2. up ile eşitlemek, müsavi hale getirmek, düzeltmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
even /ˌiːkwɪsˈɛtəm/
1. hatta, bile, dahi
2. düz, eşit olarak
3. tamamıyla, tam. even if olsa bile. even so öyle olsa da, rağmen.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
even /ˈɛkwɪtəbəl/
1. düz, düzlem, müstevi
2. eşit, müsavi
3. düzenli, muntazam
4. doğru, tarafsız, bitaraf
5. paralel, muvazi, denk, aynı seviyede
6. çift, tam (sayı)
7. temkinli, değişmez .evencolor her tarafı aynı tonda olan renk. evenhanded tarafsız, bitaraf. even number çift sayı. even with the roof dam yüksekliğinde, damla bir hizada. get even with intikam almak, hakkından gelmek. break even kâr ve zararı eşit olmak, ancak masrafını karşılamak. on an even keelden. (gemi) yatay durumda. odd and even tek ve çift. evenly düz bir durumda
8. eşit olarak
9. tarafsızca. evenness düz oluş
10. eşitlik
11. tarafsızlık.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
even /ˌɛkwɪtˈeɪʃən/
1. (şiir) akşam.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
even
düz
düzgün
engebesiz
yatay
pürüzsüz
eşit
aynı
(sayı) çift
bile
hatta
neredeyse
da
daha da
bile
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
even
even.