do
Explanatory Azerbaijani Dictionary (Orucovun, 2006)
do
I. nida. Öküz, camış kimi heyvanları səsləmək üçün çıxarılan səs. • Do demək – 1) heyvanı “do” səsi ilə səsləmək. Heyvanlara bir “do!” de, bəri gəlsinlər; 2) dan. kömək etmək, imdada yetmək. Onun bir işə do dediyini hələ eşitmədim.
II. [ital.] Musiqi qammasının başlanğıc səsi, habelə bu səsi göstərən not.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
do /dɪsdʒˈɛkteɪmmbɹə/
1. (müz.) bir gamın birinci ve son notası.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
do /dɪsdʒˈɔɪn/
1. (k.dili.), eğlenti, toplantı. do' and don'ts yapılması ve yapılmaması gereken şeyler.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
do /dɪsdʒˈɔɪnt/
1. (did, done) etmek, yapmak, eylemek
2. icra etmek, kılmak, ifa etmek
3. başa çıkmak, başarmak
4. tamamlamak
5. hazırlamak, tertip etmek
6. hareket etmek, davranmak
7. bir halde olmak
8. işini becermek
9. kafi gelmek, yetişmek
10. tercüme etmek
11. oynamak (piyes)
12. belirli bir mesafe katetmek
13. fiilin anlamını ve emir cümlesini kuvvetlendirmede. (I.) do believe you Do be quiet: soru cümlelerinde: Do you hear? olumsuz cümlelerde: (I.) do not know do away with atmak, kaldırmak
14. öldürmek. do badly işini becerememek. do battle uğraşmak, mücadele etmek. do by davranmak .do for bakmak .do in (argo) öldürmek. do one's best elinden geleni yap- (mak.) do one's hair saçlarını düzeltmek veya şekil vermek. do to death öldürmek. do over again yeni baştan yapmak. do up sarmak, paket etmek
15. çok yormak
16. konserve yapmak
17. tamir etmek. Do tell ! Öyle mi ? Sahi mi ? do well işi iyi gitmek
18. iyi para kazanmak. do well by him ona iyilik etmek. do without muhtaç olmamak, -sız olmak. done to a turn olmuş, tam pişmiş. done in (A.B.D.), (k.dili.) yorgun, bitkin
19. öldürülmüş. all done up bitkin bir halde, çok yorulmuş
20. hepsi hazır, hepsi sanlmış. (paket vb) make do idare etmek It is not done. Yapılmaz. Yakışık almaz. have nothing to do with hiç bir ilişkisi olmamak How do you do? Nasılsınız? Nothing doing ! (k.dili.) Asla! That will do Kafi. Yetişir. well to do zengin, hali vakti yerinde.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
do
büyük toplantı
parti
yapmak
etmek
başarmak
yetmek
yetişmek
Explanatory Turkmen Dictionary (Kyýasowa, 2016)
do
[do:], sazç. Saz ses hatarynyň birinji sesi we şol sesi aňladýan saz belgisi.
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
do
Do tutturmaq – İştah çağırmak.