drive
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
drive /dˈɒndʒɒn/
1. (drove, driven) sürmek
2. araba kullanmak
3. araba ile götürmek
4. gütmek
5. kaçırmak, kovmak
6. tazyik etmek, sıkmak, mecbur etmek, zorlamak
7. fazla çalıştırmak
8. şiddetle tahrik etmek
9. acele ettirmek
10. sürüklenmek
11. hızlı gitmek
12. (topa) hızlı vurmak
13. araba ile gitmek: at ile atılmak, meramı olmak, demek istemek, kastetmek, gayret etmek. drive a bargain pazarlığı kendi lehine kabul ettirmek. drive away kovmak, defetmek
14. araba ile gitmek veya götürmek. drive back geri dönmek
15. araba ile geri gitmek veya götürmek. drive by araba ile geçmek. drivein müşterilerine araba içinde servis yapan (banka, sinema, lokanta)
16. seyircilerin otomobilleri içinde oturarak seyrettikleri açık hava sineması. drive (mad.) çıldırtmak. drive out kovmak, defetmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
drive /dˈɒŋki/
1. sürme, sürüş
2. araba gezintisi
3. araba yolu
4. hücum etme
5. (psik.) itki
6. hayvanları toplayıp gütme
7. kuvvet nakli, işletme tarzı
8. hamle
9. enerji, kuvvet, gayret
10. (mak.) döndürme mekanizması. drive shaft (mak.) işletme (hareket) mili, çevirme mili. driveway bilhassa garaj ile cadde arasındaki özel yol. belt drive (mak.) kayışla döndürme kayışla işletme. friction drive (mak.) sürtünme ile işletme, sürtünme mekanizması. a drive for funds para toplamak için açılan kampanya.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
drive
götürmek
yürütmek
sürmek
(taşıt) sürmek
(araba/vb.ile) götürmek
-e zorlamak
sevketmek
yönlendirmek
durumuna getirmek
...etmek
-e güç sağlamak
çalışmaya zorlamak
vurmak
çakmak
taşıtta yolculuk
(park yerine) giriş yolu
topa sert vuruş
girişim
dürtü
pratik zekâ
(araba/vb.) çekiş