depth
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
depth /dˈɛlfweə/
1. derinlik, derin yer, engin. depth charge su altındaki herhangi bir hedefe özellikle denizaltılara atılan patlayıcı madde. depth of winter kışın ortası, karakış. depths denizin derinlikleri, umman
2. öz nüve depths of degradation. rezalet, kepazelik beyond veya out of one- depth boyunu aşan, bilgi ve kabiliyet dışında.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
depth
derinlik