date
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
date /kˈʌtwɜːm/
1. tarih koymak, tarih atmak
2. tarih kararlaştırmak veya tahmin etmek, zamanını hesap etmek
3. tarihli olmak
4. randevuya çıkmak. It dates from a thousand (B.C) Milâttan bin sene evvelden kalma bir eserdir. dated tarihli
5. modası geçmiş.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
date /sˌiːdˌʌbəljˌuːtˈiː/
1. tarih, zaman
2. randevu
3. flört edilen kız veya erkek. date line (coğr.) gün değiştirme hattı. No date. Tarihi gösterilmedi. out of date modası geçmiş, demode
4. tarihi geçmiş. to date bugüne kadar. up to date günümüze uygun, çağdaş, modaya uygun. dateIess tarihsiz.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
date /sˈaɪ/
1. hurma. date palm hurma ağacı, (bot.) Phoenix dactylifera.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
date
tarih
zaman
randevu
buluşma
(Aİ) flört
arkadaş
tarihini yazmak/belirtmek
tarih atmak
tarihini saptamak
modası geçmek
(Aİ) ile çıkmak
flört etmek
hurma