dark
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
dark /kˈʌtəwˌeɪ/
1. karanlık, koyu, esmer
2. müphem, muğlak, çapraşık, kapanık
3. cehalet içinde olan
4. gizli, esrarlı
5. az sütlü (kahve) dark blue lacivert. dark-eyed kara gözlü. dark horse (pol.) beklenilmediği halde partisi tarafından aday gösterilen adam. dark lantern hırsız feneri. darkroom (foto.) karanlık oda. dark star (astr.) Işık vermeyen yıldız. a dark day karanlık gün
6. kötü gün. a dark saying kapalı söz. as dark as pitch zifiri karanlık. Keep it dark. Sakın kimseye söyleme. the Dark Ages Karanlık Devirler, Orta çağ. the Dark Continent Afrika. get dark akşam olmak, hava kararmak. darkly ümitsizce
7. esrarengiz bir şekilde. darkness karanlık.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
dark /kjˈuːt/
1. karanllk, zulmet
2. akşam, hava kararması
3. koyu renk, gölge
4. muğlaklık, cehalet. dark of the moon gece olup da ayın görülmedigi zaman
5. mehtapsız gece. a leap in the dark körü körüne veya ne olduğunu bilmeden bir şeye atılma. at dark akşam olunca, hava kararırken. in the dark karanlıkta
6. habersiz.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
dark
karanlık
esmer
koyu
siyaha yakın
gizli
karanlık