cut
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
cut /kɹˈaɪ/
1. (cut, -ting) kesmek, dilimlemek
2. biçmek
3. yontmak
4. kamçılamak
5. katetmek
6. (filmi) kesmek
7. (konuşma, kitap) kısaltmak
8. incitmek
9. görmezlikten gelmek
10. (k.dili) derse gitmemek, (informal) asmak
11. fiyatını indirmek
12. durdurmak sinema, fotoğraf makinası, motor)
13. (spor) (topa) fırıldatıp vurmak
14. sulandırmak (içki)
15. sapmak
16. (iskambil) kesmek
17. hadım etmek. cut across her konuya dokunmak
18. üstün olmak
19. kestirme yoldan gitmek.cut adrift serbest bırakmak. cut and run bırakıp kaçmak, (informal) sıvışmak. cut a tooth diş çıkarmak (çocuk) cut back azaltmak
20. kesip kısaltmak
21. geri dönmek. cut both ways hem iyi hem kötü etkileri olmak. cut corners ucuz veya kestirme yoldan halletmek. cut down öIdürmek
22. (ağaç) kesmek
23. azaltmak
24. kısaltıp yeniden dikmek (elbise) cut into azaltmak. cut loose baskıdan kurtulmak
25. (informal) sulanmak. cut no ice önemli olmamak. cut one' coat according to one' cloth ayağını yorganına göre uzatmak. cut one- teeth on ile başlamak. cut short kısa kesmek. cut the ground from under etkisini yok etmek. cut to the bone asgari dereceye indirmek. cut in lafını kesmek, sözün arasına girmek
26. (iskambil) birinin yerini almak
27. danseden bir çifte gidip erkekten damını almak
28. trafikte birden arabaların arasına girmek. Cut it out. (k.dili) Yapma. Bırak. cut off kesmek
29. yolunu kesmek
30. mahrum etmek. cut out kesip çıkarmak
31. bırakmak
32. sürüden ayırmak
33. (metinden) çıkarmak
34. uygun olmak
35. yerini almak
36. trafikte sıradan çıkıp sollamak. cut up parça parça kesmek, doğramak
37. çok etkilemek
38. (k.dili) yaramazlık etmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
cut /kɹˈaɪ/
1. kesme, kesiş
2. biçki
3. biçim, şekil
4. oyulmuş geçit
5. dilim, parça
6. (matb.) klişe
7. hisse, pay
8. (A.B.D), (argo) bir soygun veya ganimetten bir kimseye düşen pay
9. inciten söz veya tavır
10. fiyat, tahsisat veya maaştan indirim, kesinti. cut of beef sığır etinden belirli bir kısım (biftek, kotlet, kontrfile) cuts of meat et kesimleri. a cut above bir derece daha iyi. short cut kestirme yol.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
cut /kɹˈʌks/
1. kesilmiş, kesik, biçilmiş
2. tenzilâtlı
3. doğranmış, kıyılmış
4. yontulmuş
5. sulandırılmış: hadım edilmiş. cut and dried evvelden hazırlanmış, hazır
6. sıkıcı, tatsız. cut glass billur, kristal. cut-price tenzilatlı, indirimli (fiyat) cut-rate indirilmiş (fiyat)
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
cut
kesmek
dilimlemek
kesilmek
dilimlenmek
açmak
çıkartmak
atmak
kısaltmak
kısmak
azaltmak
seyrekleştirmek
incitmek
kırmak
üzmek
asmak
kırmak
sapmak
aniden dönmek
yön değiştirmek
(plak) doldurmak
kesik
yarık
yara
dilim
parça
kısıntı
kesinti
azaltma
indirim
kesme
pay
Kyrgyz—Turkish Dictionary
cut
I, kırgın (dondan ve yem kıtlığından kütle halinde hayvan kırılması); cakşı kelse—kut, caman kelse—cut ats. iyi (adam) gelirse—bahttır, fena adam gelirse—kırgındır.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
cut-
II, yutmak; cuttu, imdat!; öldürüyorlar! aldım-cuttum bk. al- IV 1.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
cut
açgözlü, doymaz, doymak bilmeyen, aç, açgöz, pis boğaz. ~ közle: açgözler, ~adam: açgözlü adam, suvukda mal ~ boladı: soğukta hayvan doymaz olur, ~nu karnı toysada közü toymaz: açın karnı doysada gözü doymaz (a.s.), ~nu karnı tınçaytmaz: pisboğaza karnı rahat vermez (deyim).