celke
Kyrgyz—Turkish Dictionary
celke
1. ense; beygirin yele arkası; celkenin çuñkuru: ense çukuru; üyün celkemdin çuñkuru körsün!: “evini ensemin çukuru görsün!” evine ayak basacak değilim; 2. ense, yele arkası derisi; cegeni celkesinin çıgarılsın!: yediği burnundan gelsin: senin yaptığın (yahut benim yaptığım) iyiliğin hayrını görmesin!: ceen el bolboyt, celke ton bolboyt ats.: ceen (bk). hısım olmaz; yele arkası derisinden kürk olmaz. 3. geri, kıç; arka kısım.; ayıldın celke cagında: avulun (köyün) öte yanında.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
celke
ense. ~ çuñur: ense çukuru, ~sin kaşımak: ensesini kaşımak, ~sine urmak: ensesine vurmak.