cant
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
can't /kˈɔːlbɔːd/
1. (kıs.) cannot.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
cant /kˌampɐnˈɒlədʒi/
1. meyil
2. şiv
3. yatay kesit
4. eğmek, şivlendirmek, meylettirmek
5. ani bir hareketle fırlatmak
6. eğilmek, meyletmek, bükülmek
7. dönmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
cant /kampˈanjʊlə/
1. yapmacık
2. riyakârlık, samimiyetsizlik
3. belirli bir zümre, grup veya partiye mal olmuş kelime veya sözler
4. (argo)
5. riyakâr bir şekilde konuşmak: dinsel konularda samimiyetsizce davranmak
6. murailik etmek
7. dilenmek, sesine bir ahenk vererek dilenmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
can't
-emez
-amaz
-emiyor
-emiyor
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
cant
ikiyüzlülük
yapmacık konuşma