bılay
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
bılay
böyle, şöyle. Ma ~ eteyik: işte böyle yapalım, ~ bıla ahırına keldik: böylece sonuna geldik, ~ aytırğa caramaz: böyle söylemek yakışmaz, munu ~ tut: bunu şöyle tut, tıyınçlısı ~dı: münasibi böyledir, ~ karağanlay tanıdım: şöyle bakar bakmaz tanıdım, ~ kel: şöyle gel, ~ arı: şu tarafa, ~ beri: bu tarafa, beri tarafa, ~ bir tohta: şöyle bir dur, ~ derça: şöyle deyecek kadar, bir alay bir ~: bir şöyle, bir böyle, alay ~: şöyle böyle, ~ barama da arbam avadı, alay barama da ögüzüm öledi(d): böyle gidersem arabam devriliyor, şöyle gidersem öküzüm ölüyor (yukarı baksam bıyık, aşağı baksam sakal).