kanat
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kanat
и. 1) канат (кошларда, самолетта); kanat açmak очып китү; 2) йөзгеч, канат (балыкларда, су хайваннарыңда); 3) фланг; 4) капкач (тәрәзәдә, ишектә)
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kanat
Türkiye Türkçesi: kanat
Azerbaycan Türkçesi: ganad
Başkurt Türkçesi: kanat
Kazak Türkçesi: kanat
Kırgız Türkçesi: kanat
Özbek Türkçesi: kanàt
Tatar Türkçesi: kanat
Türkmen Türkçesi: gãnat
Uygur Türkçesi: kanat
Rusça: krılō
Explanatory Azerbaijani Dictionary (Orucovun, 2006)
kanat
[rus.] Liflərdən və ya məftillərdən eşilmiş çox möhkəm yoğun ip (kəndir); buraz. Polad kanat. ‣ Kanat yol – bax. yol.
Pamukkale Azerbaijani to Turkish (ADT version)
kanat
halat
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kanat
I, 1. kanat; temine kanat yahut temir kanat: vücudu henüz tüylerin kökleriyle kaplanmıya başlıyan kuş yavrusu; uzun kanat: Cypselidae soyundan bir nevi kırlangıç; 2. obanın kafesine (kereges’ine) gerilen bez; altı kanatak ordo folk. altı kanatlı (bezli) beyaz oba.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kanat-
II, kan akıtmak: kan çıkarmak, kanatmak.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kanat
guguruk ~ kağıp kıçırdı: horoz kanat çırparak ötdü, anı boluşluğu bizge ~ saldı: onun yardımı bize kanat oldu, ~ kermek: kanat germek, korumak, çabak ~: balık kanadı, yüzgeç.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kanat
kanat· I, 34, 357; II, 4, 183