bula
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
bula
и. сөйл. агайның хатыны, җиңгәчи
Kyrgyz—Turkish Dictionary
bula-
III, şerit gibi yükselmek (duman, toz hakkında) ; betegesi belden bulagan folk.: orada betege (bir nevi ot) insanın beline kadardır; samoordun tütünü bulap, kömür cıltıldayt: semaverin dumanı yukarıya yükseliyor ve kömürler parlıyor.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
bula
f. 1. lif; cañı bula ösümdüktörü: yeni sınai bitkiler; 2. ipek; 3. yumuşak, tüylü, lifli; buladay kebez: yumuşak, ipeğimsi, lifli pamuk; buladay cün: yumuşak yün; 4. kıymetli bir dokuma adıdır; bula menen cibekti folk.: bula ve ipek.
II, çala sözünün tekidir.