turklehceleri.org

brief

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

brief /bɹˈeɪk ˈʌp/

1. kısa, muhtasar, birkaç kelime ile ifade edilen
2. özet, hulâsa
3. (huk.) dava özeti
4. lâyiha, yazılı belge
5. üzerinde Papa'nın mührü bulunan mektup
6. özetlemek, hulâsa çıkarmak
7. ing., (huk.) avukat tutmak. (I.) hold no brief for him Ben onu müdafaa etmiyorum. in brief kısaca, özet olarak. briefly kısaca. briefness kısa oluş.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

brief

kısa
özet
dava özeti
talimat bilgi
ç.külot
don
gerekli bilgiyi vermek
son talimatı vermek


Last searches: