turklehceleri.org

bond

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

bond /bˈəʊdʒi/

1. bağ irtibat, rabıta
2. ip, zincir
3. fertleri bir grup halinde bir araya getiren ilişki
4. yapışıklık
5. yapıştırıcı madde
6. mukaveler bono, senet, tahvilat
7. gümrüğü ödenmemiş malların hükümette muhafaza edilme durumu
8. kefalet
9. örgü (duvar)
10. kefalete raptetmek
11. ipotek etmek
12. duvar örmek. bondage kölelik, serflik, esaret. bondholder tahvilat hamili bondmaid kadın köle, cariye. bondman erkek köle
13. toprağa bağlı köylü. bond paper iyi cins mektupluk kağıt. bondservant köle. bondslave köle, cariye. bondsman kefalet veren kimse. bondwoman cariye, halayık. bonded debt rehinli tahvil, tahvilat. bonded goods gümrükte muhafaza altına alınmış eşya. bonded warehouse gümrük antreposu.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

bond

bono
senet
resmi
yazılı anlaşma ya da söz
muhabbet
hoşlanma
karşılıklı sevgi
bağ
birbirine yapışma
bağlanma
birleşme
bağ
yapıştırmak
birleştirmek
yapışmak
birleşmek


Last searches: