body
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
body /ˈɛn/
1. beden, vücut
2. ceset
3. gövde
4. bir şeyin ana bölümü
5. karoser (araba)
6. (geom.) üç buutlu cisim
7. yoğunluk, kesafet (içki)
8. cisim. body corporate (huk.)uki şahıs. bodyguard muhafız asker. body politic hükümetin idaresi altında birleşmiş halk topluluğu. body snatcher ceset hırsızı. just keep body and soul together kıt kanaat geçinmek, zar zor geçinmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
body /bˈəʊpˈiːp/
1. şekil vermek
2. şekil yönünden temsil etmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
body
beden
vücut
gövde
ceset
kitle
heyet
kurul
nesne
madde