turklehceleri.org

front

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

front /fɔːtˈɒpseɪl/

1. ön, baş
2. ön taraf, ön saf
3. (bir arsanın) yol kenarı
4. birleşik hareket grubu, cephe
5. hareket sahası, mücadele alanı
6. başkan, sözcü
7. gizli maksatları örtmek için kullanılan kurum veya şahıs
8. cüret
9. takdir
10. (otelde) sıra kendisinde olan vale
11. (meteor) (soğuk veya sıcak) hava bölgesinin ön cephesi
12. kolalı gömlek göğüslüğü
13. öndeki
14. yönelmek
15. karşı gelmek
16. karşılamak.front bench (ing) (pol.) (Parlamentoda) ön sıralar, parti liderleri. front line (ask.) cephe. front matter (matb.) kitabın asıl metinden önceki sayfaları. front office başmüdürlük. front page baş sayfa. go to the front cepheye gitmek. present a bold front cesaret göstermek.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

front

ön
kabak
ön taraf
önemli mevki
en ön yer
yüz
cephe
yüz
çehre
cephe
yaygın ve etkin politik hareket
paravana
maske
davranış
tavır
hareket
ile karşı karşıya olmak
-e bakmak
-in karşısında olmak
önde yer alan
önde bulunan
öndeki
önle ilgili
önde gelen
ön

Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)

front

(Russian) (mil.) front.

Kyrgyz—Turkish Dictionary

front

r. cephe; el frontu : halk cephesi.

Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)

front

r. Cephe.


Last searches: