blaze
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
blaze /blˈakbəɹi/
1. büyük alev, ateş
2. parlaklık, aydınlık
3. alevlenme
4. atın alnındaki beyaz işaret, akıtma
5. yolun kolayca bulunması için ağaçların gövdelerine kazılan işaret
6. (çoğ.), (argo) cehennem
7. alevlendirmek
8. saçmak (ışık)
9. ilân etmek
10. ağaçların gövdesine işaret koymak suretiyle yol göstermek.blaze away ateş etmeye devam etmek
11. herhangi bir işi hararetle devam ettirmek. Go to blazes! Cehenneme git ! Defol !
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
blaze
ateş
parlama
alev
parlak ışık
büyük/tehlikeli yangın
aniden öfkelenme
öfkeden parlama
alev alev yanmak
tutuşmak
parlamak
(haber) yaymak