base
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
base /bˈaɹɑːʒ/
1. kaide, temel, esas, taban, dip
2. (bot.) sap dibi
3. (zool.) bir uzvun gövdeye bitiştiği noktaya en yakın kısmı
4. (spor) depart
5. (ask.) üs
6. (kim.) alkali, (baz) baseball beysbol. baseboard süpürgelik, döşemenin kenar tahtalan. baseburner yakıtı otomatik olarak dolan soba. base hospital askeri hastane (gezici olmayan) base line öIçmek için esas tutulan çizgi veya miktar
7. (spor) saha kenarı. base of a column (mim.) pabuç (sütun)base of operations hareket üssü. off base (A.B.D.), (argo) yanlış yolda.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
base /bˈaɹətɹi/
1. temel atmak, kurmak, tesis etmek
2. on veya upon ile bir esas üzerine bina ettirmek
3. dayandırmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
base /bˈɑːd/
1. alçak, adi, rezil
2. korkak
3. değersiz
4. sahte, kalp. baseborn soylu aileden gelmeyen
5. nikahsız doğmuş, piç
6. zalim. basely alçakça. baseness alçaklık.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
base
temel
alt kısım
bir şeyin üzerinde durduğu kısım
taban
başlangıç çekidi
baş
esas
üs
merkez
merkez şube
doğru
düzlem
öz
özül
içerik
esas
baz
aşağılık
adi
alçak
alçakça
(on/upon ile) ...üzerine kurmak
-e dayandırmak
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
base
obs. (Persian) much, often, continually.